Viyana’da 1920’lerin başından 1930’ların ortalarına kadar bir araya gelen bir grup felsefeci ve bilim adamının düşünsel arayışları Viyana Çevresi akımını oluşturur. Schlick, Ayer ve Carnap mantıksal pozitivizm’in temsilcileridirler. Metafizik karşıtı olmaları, matematiğin mantıkçı temellendirilmesi ve doğrulamacı anlam anlayışı Viyana çevresi düşüncenin genel özellikleridir.
SCHLİCK (1882-1936)
Friedrich Schlick, Almanya doğumlu bir filozofdur. Viyana Çevresi’nin kurucularından biri olup, bu grubun bilimsel düşünce ve mantık felsefesi üzerine yaptığı çalışmalara katkıda bulunmuştur.
Bir önermenin anlamı, belli olgu durumlarını ortaya koymasından ibarettir. Metafiziksel tezler yanlış olmaktan çok anlamsızdırlar. Doğruluk şartları verilemeyen önermeler anlamsızdır. Platon’un ideaları, Descartes’ın bir töz olarak zihni, Kant’ın saf aklı ya da numeni, Hegel’in tini, Wittgenstein’ın mistik olanı gibi duyu deneyiminin olanakları içersinde doğrulanamayan hiçbir önerme anlamlı kabul edilemez.
AYER (1910-1989)
Alfred Jules Ayer, İngiliz bir filozofdur ve mantıksal pozitivizmin önemli temsilcilerinden biridir. Ayer’in duygusalcı ahlak kuramına göre ahlaki kavramlar, sahte kavramlardır. Ahlaki konularda üzerinde tartışılacak nesnel bir içerik de söz konusu değildir. Felsefecilerin geliştirmeye çalıştıkları ahlak felsefeleri, bu felsefecilerin hissettiklerinin ifade edilmesinden başka bir şey değildir.
CARNAP (1891-1970)
Rudolf Carnap, Alman kökenli bir filozof ve mantıkçıdır. Dünyanın Mantıksal Yapısı adlı kitabında bilimsel terimleri görüngüsel terimler cinsinden tanımlayacağı biçimsel bir dizge geliştirmeye çalışır. Dizge, ikili bir yüklem olan “benzerlik” kavramına dayanıyordu. Felsefenin Sözde Sorunları adlı kitabında ise pek çok felsefi sorunun aslında anlamsız olduğunu, metafiziğin dilin yanlış kullanımından kaynaklandığını söyler. Dilin Mantıksal Dizimbilimi adlı kitabında da hoşgörü ilkesini ortaya attı. Bu ilkeye göre doğru olarak adlandırılabilecek bir dil veya mantık söz konusu olamaz. Herkes amaçlarına uygun olan dilsel bir biçimi benimsemekte özgürdür.
TARSKİ (1901-1983)
Alfred Tarski, Polonyalı bir filozof ve mantıkçıdır, dil felsefesi ve matematiksel mantık alanında önemli katkılarda bulunmuştur. Doğruluk yüklemi bir dilin içerisinde kullanılırsa paradokslara neden olabilir. Örneğin, “Bu cümle doğru değildir” cümlesi eğer doğru ise kendinsin doğru olmadığını, yanlış ise kendisinin doğru olduğunu ifade etmektedir. Bu tür sorunları ortadan kaldırmak için nesne dili ile üst dil arasında bir ayrım yapar ve doğruluk yüklemini üst dilde tanımlar. Örneğin; kar beyazdır ancak ve ancak kar beyazsa.