MİTOLOJİ
Mit; asilleri, kahramanları ve doğa üstü varlıkları konu alan, genellikle sözlü aktarım yoluyla yayılan, inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik insan aklı ürünü söylencedir.
Mitoloji; mit veya söylen bilimidir. Her ülke ve halkın kendine özgü mitleri vardır; Türk Mitolojisi, Sümer Mitolojisi, Mısır Mitolojisi vb.
YUNAN MİTOLOJİSİ
MÖ 800 yıllarında yaşayan ve toprak sahibi aristokratların şairi olan Homeros, destanlarında MÖ 1200-1100 yıllarını anlatır. Troya Savaşını anlatan “İlyada” ve Truvanın düşmesinden sonra Odysseus’un eve dönüşünü anlatan “Odysseia” ona ait olduğu kabul edilen eserlerdir. Toprak zamanla temel zenginlik ölçütü olmaktan çıkıp onun yerini para alınca, Hesiodos yükselen yeni sınıflara uygun mitoslar kaleme aldı; çiftçilik hayatı hakkında “İşler ve Günler” ve tanrıların doğuşunu anlatan “Theogonia”. Homeros’ta savaşçılık erdem iken Hesiodos’ta çalışkanlık erdem kabul edilir. Destanlarda tanrılar insan biçimlidirler (antropomorfizm), insanlar arasındaki savaşlara da katılırlar ve taraf tutarlar.
Yunan mitolojisinde Olimpos Dağındaki 12 tanrı;
Zeus (tanrıların kralı, gök tanrısı),
Poseidon (denizler, depremler ve fırtınalar tanrısı),
Demeter (tarım ve hasat tanrısı),
Hephaistos (zanaatkar, demirci, marangoz, ateş ve yanardağların tanrısı),
Ares (savaş ve cesaretin tanrısı),
Hermes (tanrıların habercisi, habercilerin, gezginlerin, hırsızların tanrısı),
Dionisos (şarap, doğurganlık, neşe, delilik, tiyatronun tanrısı),
Artemis (av, vahşi doğa, doğum, çocuk bakımı ve namus tanrısı),
Afrodit (aşk ve güzelliğin, tutkunun tanrısı),
Athena (bilgelik, savaş ve el sanatlarının tanrısı),
Hera (kadınların, evliliğin, ailenin tanrısı),
Apollon (müzik, dans, şiir, kehanet, hakikat, şifa tanrısı).
Theogonia’da tanrıların çıkışı; Khaos’un altından önce Gaia (yeryüzü) çıktı. Sonra Erebos (yeraltı karanlığı), Nyks (gece karanlığı) ve Eros (sevgi)’nin ortaya çıkması ve bu iki karanlığın sevişmesinden ışıklı varlıklar doğdu: Aither (göksel tanrısal ışık) ile Hemera (dünyevi ışık, gündüz). Gaia gök, dağlar ve deniz’i doğurdu. Eros’tan gelen sevgi dalgalarıyla Uranos (gök tanrısı) ile Gaia, tanrı kuşağını oluşturdular.
Şarkıcı, kahin ve büyücü Orpheus’a dayanan Ophik dinin mitosu şöyledir; “Khronos (zaman) evreni yarattıktan sonra hem erkek hem dişi olan Tanrı Phanes doğdu. Phanes, önce Nyks'i (gece) doğurdu. Onların birleşmesinden Gaia (toprak), Uranos (gök), Kronos'u (titan) dünyaya geldi. Zeus egemenliği ele geçirdikten sonra Persephone’la birleşmesinden Dionysos-Zagreus doğdu. Titanlar Dionysos-Zagreus'u parçalayıp yuttular. Zeus buna çok kızarak yıldırımlarla Titanları yaktı. Sonrada onların küllerinden insan'ı meydana getirdi. Titanların kötü ve yuttukları Dionysos'un iyi huyları insanda birlikte bulunur. Athena, titanların parçaladığı Dionysos-Zagreus'un yüreğini kurtarmıştı. Bu yüreği Zeus yedi. Bundan sonra Dionysos-Lyseus'u (kurtarıcı) yarattı”.
Eski Yunanda kapalı tarikatlar biçiminde yapılanmış mysterie denilen dinler de vardı. Demeter dini bunların başındaydı ve öbür dünya konusunda inanışlar sunan bu dine daha sonra Dionysos’çu gelenek de eklendi. Vahye değil esinlenmelere dayalı olan bu ve benzeri dinler daha çok orta ve alt tabakanın inançlarıydı.
Homeros ve Hesiodos’ta ölümden sonraki hayat inancı çok siliktir. Ödül ve ceza bu dünyada geçerliydi. Ruh göçü Hindistan’dan, ölümden sonraki hayat inancı Mısır’dan gelmiştir.
MÖ 6-5. YÜZYILLARDA ASYA
ZERDÜŞT
İran’da Zerdüştlük (Mecusilik) dininin kurucusu Zerdüşt’ün yaşadığı zaman dilimi hakkında görüş birliği yoktur, MÖ 2000 yıllarına kadar giden iddialar vardır. Sadece Ahura Mazda’ya tapınılmasını istediği için tek tanrılı din kabul edilir. Ahura Mazda Bilgelik tanrısıdır. Ehrimen kötülüğü temsil eder. Dünyaya iyilik ve kötülüğün savaşı hakimdir.
SİDDHARTHA GUATAMA (MÖ 563-545);
Hint prens Siddhartha insanlığın yaşadığı bunalıma çare bulabilmek için önce bütün ülkeyi dolaşmış, ardından inzivaya çekilmiş, mistik bir uyanışın ardından insanlara “orta yol” izleyicisi olarak, sahte arzulardan ve baştan çıkarıcı tutkulardan arınarak huzuru bulabileceklerini öneren bir öğreti geliştirmiş. Ölümünden birkaç yüzyıl sonra Buda (uyanmış, aydınlanmış) ünvanıyla tanındı ve izleyicileri oldukça ayrıntılı bir din/felsefe geleneği (Budizm) oluşturdu.
KONFÜÇYÜS (MÖ 551-479)
Konfüçyüs Çin’de tüm zamanların en büyük öğretmenlerinden biriydi. Onun ilgi alanı politik konular, iyi yönetim ve aile ilişkileriydi. İdeal devletin temelini güçlü ailede gördü. Üstün insan idealini ve bunun koşullarını ortaya koydu. Denge ve orta yol öğretisi hayatın, uyum ve adalet düşüncesi siyasetin temel kurallarıydı. Doğayla veya şeylerin özüyle hiç ilgilenmedi.
LAO-TZU (MÖ 6. YÜZYIL)
Taoizmin kurucusu, Taoizmin temel metni olan Tao Te Ching’in yazarıdır. Konfüçyüsle aynı dönemde yaşadı. Zahmetsiz eylem, doğayla uyum içinde olmak, sadelik, alçak gönüllülük gibi erdemler önemlidir. Lao-Tzu için yol dile getirilemez, bir el kitabı veya felsefe yoluyla açıklanamaz, çok gizemli bir yoldur. Kişi bu yolu bulabilir, hayatını ona göre düzenleyebilir.