Platon


PLATON (MÖ 427-347)


Atina’da soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Öğrencisi olduğu ve görüşlerinden çok etkilendiği Sokrates’in idam edilmesi siyasi kariyerden vazgeçmesine ve kararlı bir demokrasi düşmanı olmasına yol açtı. Kuzey Afrika’yı, Mısır’ı ve İtalya’yı gezdi. Döndüğünde Atina’da Akademia isimli bir okul açarak düzenli eğitime başladı. Bir düşünce sistemi çerçevesinde felsefe dallarında (varlık, bilgi, etik, estetik vb.) görüşlerini bütünlük içinde ortaya koyarak sistemik felsefenin kurucusu oldu. Yazmış olduğu kitaplar diyalog biçimindedir, tek istisnası “Sokrates’in Savunması”. Kitaplarında görüşlerini açıkca söylemez, kişilerini şüphe ve tartışmaya zorlayarak, iletmek istediklerini dolaylı yoldan iletir.

Platon varlık anlayışını İdealar öğretisinde ortaya koyar. İdealar öğretisinde, tüm görünür şeylerin idealar dünyasının yansıması olduğunu söyler. İdealar, görünür şeylerin aksine zamansız, mekansız, değişmeyen, başlangıcı ve sonu olmayan, varoluşu için kendisinden başka bir şeye gereksinim duymayan ve sadece akılla kavranabilen yapılardır. Görünen ve düşünülen evrenin ayrı olduğunu söylemesi Platon’u ikici (düalist) yapar. İdealar ile duyulur nesneler arasndaki ilişkiyi “pay alma”, “katılma”, “bulunma”, “taklit etme” gibi kavramlarla açıklar. İdealar dünyası, biçimler dünyası, şekiller dünyası veya formlar dünyası eşanlamlıdır. Formlar dünyasındaki varlıklar gerçek varlıklardır. Oysa duyulur dünyadaki varlıklar onların yansımalarıdır. İdeaların en üstünde iyi ideası yer almaktadır.

Ölümsüz ruh, önceki yaşamında ideaların bilgisini biliyordu. Bu bilginin anımsanması sistemli bir diyalektik süreçle mümkündür. Onun diyalektik yöntemi dağınık kavramları genel bir tanım doğrultusunda toplamak ve düşünceyi tabi eklem yerlerinden ögelerine bölerek yalın ve temel birimlere ulaşmak şeklindedir. İnsan önce görünür dünyadaki güzel şeyleri farkeder, sonra bunların arasındaki ortak yönlerden güzel ideasına ulaşır. Ruh bedenin  zindanından  kaçıp  yuvasına ulaşmak ister.

Platon "Devlet" kitabında bölünmüş çizgi benzetmesiyle bilginin nesneleri arasında hiyerarşik bir sıralama yapar. En altta yansımalar dünyası, onun üstünde doğa ve insan yapımı şeylerin dünyası, onun üstünde sayılar ve geometrik şekillerin dünyası, en üstte ise idealar ve onlara ait kesin bilgi vardır. Alt iki dünyaya ait bilgiler inanç ve tahmin; sanı (doxa) düzeyindedir, gerçek bilgi (episteme) değildir.

Platon’un Mağara Alegorisi’nde mağarada gölgeleri gerçek zannederek izleyen insan bir yanılsamalar dünyasında yaşamaktadır. Buradan kurtulabilirse gerçek nesneleri ve güneşi görecektir.

Platon’un ahlak anlayışı mutluluğun elde edilmesi amacına yönelikti. Ona göre mutluluk iyilikti, iyiliği sağlayanlar ise erdem, doğruluk ve adalet. Platon, erdemi ruhun düzeni olarak tanımlamaktaydı. Erdem, ruhun kendi doğasını gerçekleştirmesidir. Mutluluk insana dışarıdan gelmez. Ruhunu düzenleyen kişi mutluluğa ulaşır. Ruh sağduyu (reason), öz (spirit) ve iştah (appetite) olmak üzere üç parçadan meydana gelir ve bu parçalar birbirleriyle doğru bir ilişki içinde olmalıdır. Düzeni sağlanan ruh, ahlaken yükselecek, ve geçmişten zaten kendisinde bulunan ideaların bilgisine erişebilecektir. Akıl parçası ölümsüzdür, diğer ikisi bedenin ölümüyle dağılır.

Platon’a göre ruh ve ben farklı iki varlıktır; “Platonik düalizm” (Platonik ikilik). Ruh ve beden birbirini etkiler. Ruh var olanlar arasında idealara en çok benzeyen şeydir; ikisi de değişmezdir, yalındır, ölümsüzdür, tanrısaldır. Ruh bir bedenden ayrıldıktan sonra insan veya insan harici başka bir bedene yerleşebilir.

Beşinci yüzyıl Atina'sı bir tür demokrasiydi ama nüfusun yalnızca yüz­de onu oy kullanabiliyordu (kadın ve kölelerin oy hakkı yok). Platon “iyi”, “doğru” ve “güzel” denen üç yüksek değerin mevcut sitelerde olmaması nedeniyle tüm site düzenlerinin bozuk olduğunu söyler. Bu üç değer topluma ve siteye hakim kılınmalıdır.

Tıpkı ruh gibi site de üç parçadan oluşur; zanaatkarlar, askerler ve yöneticiler. Parçalar doğal yapılarına uygun ise sitede adalet, doğruluk ve erdem sağlanmış olur. Yöneticiler bilge, askerler cesur, zanaatkarlar ölçülü olmalıdır. Siteyi yöneten filozoflar ideaların bilgisini siteye uygulamalı ve yurttaşların eğitimini sağlamalıdır. Ruhun eğitiminde en etkili vasıta müziktir. Kadınlar da eğitilmeli ve yönetime katılmalıdır. Yönetici ve keruyucu sınıfa mülkiyet hakkı verilmez. Yasalar kitabında özel mülkiyet ve aileye yeniden olur verir.

Yeryüzünde beş çeşit site vardır; Bunlar aristokrasi (bilgelerin yönetimi), timarşi (bilgelerin toplumun değil kendi çıkarlarını savunması), oligarşi (zenginlerin yönetimi), demokrasi (fakirlerin zenginleri yenmesi, düzensizlik) ve tiranlık (bir liderin mutlak hakimiyeti). Platon ideal devlet olarak iyi eğitilmiş, vasıflı insanların yönettiği Aristokratik devletten yanadır.

Platon’a göre sanat taklit (mimesis) olduğu için değersizdir. Şairler gerçeğini bilmediği yanlış görünümleri gerçek gibi göstermektedir. Sanat eğitsel olmalıdır ve yasal düzenlemeler olmadan sanat, insan ruhuna, akla ve iyiliğe uyumlu bir nitelik gösteremez.