İngiliz Deneyciliği


HOBBES (1588-1679)


Thomas Hobbes, bir İngiliz filozofdur. Siyaset felsefesi, sosyal sözleşme teorisi ve insan doğası üzerine düşünceleriyle tanınan Hobbes, natüralist, mekanik bir doğa anlayışı geliştirdi. Cisimler; doğal cisimler, insan cismi ve politik cisim yani devlet olmak üzere üçe ayrılır. Devinim üçünüde kapsar. Duyumlar beyindeki cisimciklerin devinimidir.

Bilim tamamen fenomenlere dayanır. Fenomenler imgelere, imgeler sözcüklere çevrilir. Sözcüklerin bağıntılarıyla bilim gerçekleşir. Bilimsel çıkarımın başlangıç noktası tanım önermeleridir. Tanım, yüklemi öznesini çözümleyen önermedir. Maddesel olmayanın düşünce ya da imgesi olamaz. Tümel nitelikli kavramlara yer yoktur.

Tüm insani tutkuların temelinde zihindeki devinim yatar. İy ve kötü değerleri kişinin duygu haline göredir. Başkalarının doğal hak ve hürriyetlerine zarar vermeksizin mutluluk aranmalıdır. İnsan insanın kurdudur fakat, bu durumu sürdürmek kimsenin yararına değildir ve insanlar bir araya gelerek ortak bir güç olan devlet çatısı altında örgütlenirler. Bu örgütlenme aralarındaki toplumsal sözleşmenin bir sonucudur. Monarşi, aristokrasi ve demokrasi yönetim türleri, egemene bağlı olarak iyi ya da kötü olabilir.


LOCKE (1632-1704)


İngiliz John Locke, Empirizmin kurucusu filozof ve siyasetçidir.  Onun düşünce yöntemi ampirik gözlem ve tümevarımsal akıl yürütme idi, bilgi gözlemlerle uyuşmalıdır.

İnsan zihni başlangıçta bir boş kâğıttır (tabula rasa), doğuştan sahip olunan ide ya da ilke yoktur. Bütün ideler deneyim yoluyla gelir. İde, düşünme sürecinin konusu veya nesnesi olan şeydir. Basit ideyi meydana getiren cismin nitelikleridir, bunlar birincil (şeylerin  yer  kaplayıcılığı,  ağırlığı, biçimi, hareketi ve sayısı) ve ikincil (renk, ses, tad) olarak ikiye ayrılır. Töz idesi bu özelliklerin taşıyıcısı olan idedir. Basit idelerden bileşik idelerin oluşturulması birleştirme, karşılaştırma ve soyutlama yoluyla yapılır.

Bilgi ideler arasındaki ilişkilerden doğar ve üç dereceye ayrılır; sezgisel (özdeşlikle, varoluşla ilgili), tanıtlamalı (akıl yürütme faaliyetiyle ulaşılan) ve duyusal (tamamen duyumlardan gelen). 

Tanrı idesi bileşik bir idedir, sonsuzluk idesi ve iç duyumun sağladığı basit idelerin birleşmesi sonucudur. Tanrının varlığı için kozmolojik delil, evrendeki varlıkların ezeli ve sonsuz güç sahibi bir yaratacısı olma gereğidir. Teleolojik argüman evrendeki düzenin bir sorumlusu olması gereğidir. İnsanın bir yaratıcısı olma gereği de Antropolojik delili oluşturur.

Ahlak yasası, yurttaşlık yasası ve kutsal yasa olmak üzere üç yasa vardır. İnsanın doğal durumu bir özgürlük durumudur ama bu durumu yöneten bir doğa yasası vardır; insan eşit ve bağımsızdır, doğuştan sahip olduğu kendini koruma ve yaşamını savunma hakkı, özgür olma hakkı ve mülkiyet hakkı gibi doğal hakları vardır. Toplum sözleşmesiyle daha güvenli bir ortam kurulur. Anayasal monarşi savunucusudur.


BERKELEY (1685-1753)


George Berkeley, İrlandalı teolog ve filozofdur. Ona göre nesne algısal donanımımızdan bağımsız, nesnel bir şey değildir, var olmak algılanmış olmaktır. Madde tözünü reddeder. Cisimler biz onları algılamıyorken, dışsal bir zihin olan Tanrı’nın zihinsel marifetiyle var olmayı sürdürürler. Zihnimizdeki ideler, Tanrı’nın bize bildirdiği idelerdir, gerçeklik maddesel değil, ruhsaldır.


HUME (1711-1776)


David Hume, İskoç filozof, tarihçi ve ekonomisttir. Zihin içeriğimiz duyulardan, deneyimle elde edilen algılardan oluşur ve bunlar da izlenim ve ide olmak üzere iki biçimdedir. Düşüncelerin ham maddesi olan izlenimler canlıdır, daha az canlı olan ide ise onun salt bir kopyasıdır. İdeler arasında bir çağrışım mekanizması işler ve bu da üç biçime sahiptir; benzerlik, zamansal mekansal bitişiklik ve neden-etki bağı. Bunlardan nedensellik bağı, nesneler arasındaki zorunlu bir bağıntıya değil, bir deneyim alışkanlığına dayanır. Hume töz kavramını reddeder. Tanrı’nın varlığına dair kanıtların da yetersiz olduğunu savunur.

Ahlak yargıları; sempati ve duygudaşlık duygusu tarafından düzenlenir. Kamusal çıkar demek olan duygudaşlık ahlaksal onaylamanın kaynağıdır. Sorumlu bir şekilde davranabilmek  için  duygularımızı başkalarının  halini  anlamaya  yönlendirmek  gerekir. Tüm politik olaylarda yarar ilkesi işler.


HUTCHESON (1694-1746)


Francis Hutcheson, İskoç bir filozof ve etik teorisyendir. Ahlak felsefesi ve estetik konularındaki çalışmalarıyla tanınır. Beş duyumuzun yanında güzellik, ahlak, onur vb. çeşitli içsel duyularımızın olduğunu söyler. İnsanların iyi ve kötü arasındaki farkı anlaması duygular aracılığıyla olur. İnsanlar doğal olarak iyi eylemlere yönelir.


REİD (1710-1796)


Thomas Reid, İskoç sağduyu okulunun kurucusudur. Reid’e göre bir şey algılanırken, birtakım ide ve izlenimler değil, doğrudan o şeyin kendisini algılanır. Bunların tümü insanlığın sağduyusu denen şeyi oluştururlar. Kendiliğinden açıktırlar, tüm bilimlerin temelidirler.


SMİTH (1723-1790)


Adam Smith, İskoç ekonomist ve filozof olarak tanınır. Modern ekonomi biliminin kurucularından biridir. İnsanların sosyal davranışlarının, empati ve duygusal bağlarla şekillendiğini savunan Smith, ekonomide serbest piyasa, iş bölümü ve üretkenlik kavramlarını irdeler. Dört aşamalı bir sosyal gelişme teorisi ortaya koyar. Birinci aşamada avcılıkla geçinen insanların eşitlikçi toplum düzeni vardır, ikinci dönem tarım ve çiftçilik çağıdır, toprak mülkiyeti ve eşitsizlikler bu çağda oluşur. Büyük toprak sahiplerinin egemen olması üçüncü dönemdir. Dördüncü dönem ticaret toplumudur. Politika pazarın korunması ve gelişimini sağlamalıdır. Ahlaki yargılar, bireylerin toplumsal ilişkilerini etkiler.